Stres Yönetimi Eğitimi

Stres Yönetimi Eğitimi:

Stres, sanayi toplumuyla beraber anlam kazanmış ve çağımızın hastalığı olarak literatürdeki yerini almıştır.
Özellikle yoğun kent hayatı ve iş hayatı karşısında insanlar gerek fizyolojik gerekse psikolojik olarak etkilenmekte, bir çok sorunlar yaşamaktadırlar.

Bugün dünyada doktora başvuran hastaların şikayetlerinin %50’sinin ardında yatan sebep, stres faktörü ile ilgilidir.

Stres nedir?

“Organizmanın bedensel ve zihinsel sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanmasıyla ortaya çıkan durum”
“Organizmada alışılmamış, düzensiz talepler oluşturan her şey”
“Bireyin içinde bulunduğu ortam ve iş koşullarının onu etkilemesi sonucunda vücudunda özel biyo-kimyasal salgıların oluşarak söz konusu koşullara uyum için düşünsel ve bedensel olarak harekete geçmesi durumu”

İki tür stres vardır.

Pozitif stres:
Sonucunda kazanç veya keyif sağlayan durumlarda oluşan strestir. Başarı sağlamak, işe girmek gibi durumlarla alakalı olarak yaşanır. Yararlı stres, yaşandıkça neşe, canlılık ve kazanç sağlayan strestir. Stresin azı, organizmayı uyardığı için bazı durumlarda faydalıdır. Öğrenciyi derse hazırlar, atleti yarışa hazırlar, sporcuya müsabakayı kazandırır, çalışan kişiye işini dikkatli yaptırır.

Negatif stres:
Bireyin kaynaklarını ve baş etme yeteneklerini tüketen durumlar,Yaralanma, boşanma, kayıp vs. Zararlı stres aşırı ve sürekli olan ve bireyin güçlerini tüketen strestir.

Metabolizmamız strese üç aşamalı olarak tepki gösterir.
Stres yaratan olayı, beynin beyin kabuğu bölgeleri algılar ve daha alt bir bölge olan hipotalamusa gönderir.
Oradan hipofiz bezine mesaj iletir. Hipofiz bezi stres hormonu salgılamaya başlar. Stres hormonu ACTH(adrenocorticotropin hormone)’dur. ACTH etkisi ile böbrek üstü bezde yer alan adrenalin ve kortizol hormonlarının salgılanması artar.
Alarm tepkisi şu belirtilerle ortaya çıkar: Göz bebekleri genişler, yüz solar, kalp atışları hızlanır, damarlar büzülür, soğuk ter boşalır, kan şekeri yükselir, mide asit salgılaması artar.

Bu yüzden stres durumunu, iyi yönetilmediği zaman, başta psikolojik hastalıklar olmak üzere, bir çok hastalığı tetiklemekle kalmaz, çevremizle olan ilişkilerden tutun, iş gücümüze verdiği zararlara varıncaya kadar, bize sayılamayacak kadar zarar verir.

Stres iyi yönetilemediği durumlarda, Öfke adını verdiğimiz, bir patlama yaşarız. Öfke durumunda, kendimize verdiğimiz zararlar üst seviyede olmakla beraber, dışarıya da zarar vermeye başlarız.

Tabi ki negatif stresli ve öfkeli olmak bir kader değildir!

Stresi pozitive edecek ve öfke kontrolünü sağlayacak yüzlerce yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemleri bilmekle beraber, öfke durumunda bu yöntemleri kullanmayı, bilinçaltımız reddetmektedir. Bu yüzden sadece yöntem bilmek bizi öfkeden kurtaramayacaktır.

Bunu sağlayabilmek için, bilinçaltı düzeyde farkındalık edinmek gerekmektedir. Bu bilinçaltı farkındalık sayesinde, sizi strese sokan olaylara bakışınız değişecek, kolay sinirlenmeyecek ve öfke durumundan kolayca kurtulabileceksiniz.

Genelde Kurumsal firmaların, tüm personeline aldırdığı bu eğitimimize, bireysel olarak da katılabilir, farkındalığınızı geliştirerek, stresinizi yönetebilir ve öfkenize hakim olabilirsiniz.

Amerika’da yapılan bir stres testini anlatmadan geçemiyeceğim:

Ölüm ile Stres Arasındaki Bağ Deneyi: 1960’larda 10 askeri taşıyan bir uçakta “Motorumuz bozuldu, iniş takımlarımız da çalışmıyor. Okyanusa acil iniş yapacağız” anonsu yapıldı. Ardından son anlarını yaşadıklarını düşünen askerlere “ordunun ölümlerinde kusuru olmadığını” ilan eden bir sigorta formunu doldurmaları istendi. Askerlerin tamamı formu doldurdu. Deneydeki amaç stres yönetimiydi.